Haberler

media

İnsansız Hava Araçlarının Yükselişi

copertaBogdan Padiu’nun, Teamnet’in bölgesel gelişimine ilişkin reçetesi basit görünüyor. Performans basketindeki kuralları, UAV, Cloud ve CBS gibi yeni teknolojilerle birleştiriyor. 5 milyon Euro’luk bütçe stratejisini tamamlıyor.

Teknoloji İhracatçısı 

 NBA’de basketbol oynamak istiyorsan eğer, güçlü bir takıma ihtiyacın olduğunu, 3 sayılık basketi yapmak istiyorsan ise yüksek hassasiyet, teknik ve güç gerektiğini anlamıştır. Bogdan Padiu, münhasıran Forbes Romanya için, Teamnet’i bölgesel rüya takımına getirmek için yeni teknolojilere ve 5 milyon Euro’luk satın almalara dayandığını söylüyor. Buna ek olarak, Teamnet hissedarları listesine Dünya Bankası’nın yatırım kolu IFK’da katılabilir.

Basketbola tutkulu, ancak IT’ye bağımlı olan Bogdan Padiu, işinde ekip oyunları alanından öğrendiği en önemli dersleri uygulamaktadır. 2001 yılından beri Teamnet teknolojik şirket grubunu yönetmekte ve iki yıldır milletvekili olan iş arkadaşı Sebastian Ghita’nın çekilmesinden sonra çoğunluk hissedarı olmuştur. Diğer bir tutkusu olan teknolojiye ve spora tutkunluğu gibi, ilk defa bir bilgisayar görüp bunu çok ilginç bulduğu an olan ’89 yılından önce yani çocukluğunda başlamıştır.

Sonra lise yılları, kendisine IT’den de ilk parasını kazanmaya izin verdi. Özellikle kullanışlı uygulamalar alanıyla ilgili olup bu alanda özel bir burs aldı ve birkaç arkadaşları ile birlikte, Ploiesti’deki çeşitli şirketler için maaşlandırma, fatura yönetimi ve stok uygulamaları geliştirmeye başladı. “Gelirlerimiz yüksek değildi. Biz hala lise öğrencileri idik, bilgisayarlara tutkumuzu öğretim ve sınıfa katılmamızla birleştirmeye çalışıyorduk” diyor Padiu. Lisede başlayan hikaye, bir kaç yıl sonra da devam etti. O zamanlar arkadaşlarım ve eski okul arkadaşlarım George Stan, Ovidiu Trascu, Bogdan Nedelcu ve Sebastian Ghita ile birlikte Teamnet’i kurduk.

“Sebastian Ghita tarafından 100.000 USD değerinde bir başlangıç yatırımımız oldu ve uygulamaları geliştirmeye başladık. İlk aşamada, o zamanlar oldukça az gelişmiş olan Romen piyasası için gelişmek ve aynı zamanda dış piyasa için de çalışacak olan bir şirket olmak istiyorduk. 2001 yılında trend buydu. Büyük yabancı şirketler için programlama yapmak isityorduk” diye açıklıyor kendisi. Yavaş yavaş şirket, çeşitli değişikliklerden geçti ve bugün Romen yazılım piyayasında önde gelen ana oyunculardan biri haline geldi. IFK web sitesinde yapılan duyuruya göre şu an Teamnet, 5 milyon Euro hisse satın alacak olan ve şirkete 10 milyon Euro’luk bir kredi verecek olan Dünya Bankası’nın yatırım kolu IFK’yi stratejik yatırımcı olarak görme imkanı var.

Aynı kaynaklara göre IFK, Teamnet’e uzun vadeli finansman alması, gelecekteki büyümeyi desteklemek için şirketin sermaye yapısının iyileştirilmesi, Romanya ve diğer Doğu Avrupa pazarlarındaki müşterilere karşı itibarını artırmakta destek olacaktır. Bahsedilen kaynağa göre yatırım, 26 Aralık 2013 tarihinde IFK Yönetim Kurulu tarafından onaylanmış, ancak henüz imzalanmamıştır. Teamnet, 2014 yılının Dünya çapında çeşitli pazarlarda güçlü bir girişi işaretleme yılı olmasını planlıyor. “Şirketi genişletmek için, biz öncelikle organik olarak büyümeyi hedefliyoruz” dedi Padiu.

Ancak Teamnet temsilcisi, hızlı bir büyüme planladığı ülkelerde ve pazar segmentlerinde ilgili olduğu aktörleri satın alacağını söylüyor. „Böylece, 5 milyon Euro’luk bir bütçe hedefledik.” İlk satın alma, geçtiğimiz yıl tamamlandı (su ve kanalizasyon çalışmalarının tasarımı, uygulaması ve teknik denetimi ve kentleşme ve çevre projeleri konusunda uzmanlaşmış İspanyol Hidrocanal şirketi.) “Bizim tahminlerimize göre ve 2020 yılına kadar 2 milyar Euro üzerinde proje çekebilen bir pazar segmenti olan atık su arıtma alanındaki konumumuzu güçlendirmeyi hedefledik.” Genişlemek için ilk adım iki yıl önce yapıldı ve bu sırada Teamnet, Sırbistan, Türkiye, Moldova ve Belçika olmak üzere dört ülkede ofis açtı ve diğer on ülkede de işlemlere başladı. Ancak şu anki hedefimiz Balkanlar, Rusya ve diğer BDT ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika içine genişlemektir.

Uluslararası projelere yatırımlar, ürünlerin yabancı pazarlara adapte edilmesi, yeni projeler üzerinde çalışacak olan insanları hazırlamak ve ürünlerin sevkiyatı, önümüzdeki dört yıl içinde 15 milyon Euro’luk yatırım anlamına gelmektedir. “Birçok konu üzerinde, Romanya’nın, bu rekabet avantajlarından biri olup yurtdışına başarıyla sunabildiği ürünleri var. Son yedi yıl içinde Avrupa Birliği’ndeki sistemin gereksinimlerine uymak için büyük yatırımlar yapılması, bugün Romanya’ya ve şirketlere bazı alanlarda bu know-how’u ihraç edebilmesine izin vermektedir. Açıkçası, birçok zorluklarla karşılaştık, ama biz onlardan çok şey öğrendik ve artık projelerimizi diğer ülkelere sunma kapasitesine sahip olduğumuzu düşünüyoruz” diyor Bogdan Padiu. Şirketin atacağı bir sonraki adım, bu yılın ikinci yarısında Hırvatistan’a genişlemekdir. Birkaç kelimeyle tarif edildiğinde, tüm bu planların uygulanması, başlamak için bir yatırım bulunması kaydıyla kolayca gerçekleştirilebilir. Ancak kültürel ve dil sınırlarının ötesine geçen güvenilir yerel ortak bulmayı gerektiren bu pazarlara gerçek olarak girmekle birlikte işler çok karışık olur.

Uygun bir ortak arama süreci boyunca Padiu’nun öğrendikleri nedir? Herkesin kendisi kadar ekip oynuna inanmadığını öğrendi. Dış piyasalar, kendisine, Rumenlerin projeleri ile ilgilenen potansiyel ortakların var olduğunu, fakat aynı zamanda önyargı veya bir Rumen şirketine güvensizliklerinden dolayı onlarla iş yapmaya başlama fikrini baştan reddeden birçok şirket olduğunu göstermiştir. “Bizimle iş yapmaya açık olan çok iyi ortaklar tanıdık. Ancak sırf kendi ülkesinden olmadığımızdan dolayı bunu istemeyen birçok ortak da tanıdık. Romanya’da, ana avantaj, diğer kültür, diğer ülkeler, diğer işletmelerin insanlarını kabul etmeye daha açık bir toplum olmasıdır” diyor Bogdan Padiu. Bu genişleme sürecinde ilk görünüşte işbirliği fikrine açık olan potansiyel ortakların asıl amacı sadece güven aldatmak olması da diğer zorluklardan biri oldu.

„Sadece fırsatlanmak isteyen, onlarla bir yatırım yapmak için bizi ikna etmek, bize söz konusu pazardaki imkanları tanıtmak için bazı ürünlerin adapte edilmesi için bize bazı ödemeler yapmamızı talep eden ve sonra bize “Üzgünüz, yapamadık” diyen ortaklara da rastladık” diyor Teamnet temsilcisi. Kendisi, Ortadoğu gibi pazarlarda benimsemeye çalıştığı konsorsiyumların oluşturma stratejisinin bu çok uluslu şirketler ile başa çıkmak için kesinlikle gerekli olduğuna inanıyor. Öte yandan, kendisi, bazı durumlarda “vurguncu ortakların” bu davranışın mali kayıplara yol açtığını kabul ediyor, ama bu tür engellerin sadece çok sabırla geçilebilir olduğunu öğrendi ve bunun çok sayıda sorunlarla karşılaşan Rumen iş ortamında öğrendiği önemli bir ders olduğuna inanıyor. Bugün IT alanının Romanya’da karşılaştığı tehditlerden biri de iyi eğitilmiş iş gücünün yüksek talebinden oluşan ve pazarın güçlü bir noktası olan insan kaynakları krizidir.

“İnsan kaynaklarının bir sorunu oluşmaya başladı. Romanya kalite uzmanı, profesyonellik ve yaratıcılık konusunda uluslararası düzeyde çok iyi bir ün kazandı. Birçok uluslararası şirket buraya gelip hizmet merkezleri açtı ve bu hizmetleri Romanya’dan Batı Avrupa ülkelerine vermeye başladı. Rumen eğitimi iyi bir düzeyde ancak yetersiz bir miktarda kalite ürettikçe, 500 programcı veya 1.000 IT uzmanı işe alınarak yapılan yatırımlar veya arz ve talep piyasası arasında bir dengesizlik yaratır” diye açıklıyor Padiu. Buna ek olarak, kendisi, böyle bir krizin, bu konuda Romanya’yı az rekabetçi olarak kılan yapay artışın pazarlama maliyetlerine neden olacağını düşünüyor. “Bir basınç varolduğunda işgücü piyasasının esnekliği oldukça yüksektir, fakat, bazı uluslararası şirketleri maliyetleri açısından daha verimli diğer ülkelere gitmeye karar verirken oldukça küçük oluyor” diye savunuyor Padiu.

Diğer bir deyişle personelin eksikliği, büyük oyuncuları, daha fazla istihdamı ve daha düşük ücret talepleri olan diğer ülkelere taşınmasına neden olabilir. Bu soruna bir çözüm, hatta özel sektörden gelebilir, diye düşünüyor Padiu: “bu nedenle, biz yüksek öğretime yönlendik ve Politeknik Üniversitesi ve diğer üniversiteler ile ortaklıklar oluşturduk. “2012 yılında Grubun cirosu, son beş yılda %630 artış gösterip 53.000.000 Euro’ya ulaşmıştır. 2013 yılında, pazar tahminlerine göre ciro, 60 milyonu aştı. 13 yıl önce şirket sadece yedi çalışan ile başladı ve geçen yıl bu sayı 600’e ulaştı. Tüm bu sonuçlar için, yavaş yavaş “ödüller” görünmeye başladı ve Teamnet ardarda altı yıl “Deloitte Teknoloji Fast 50 Orta Avrupa” sıralamasına göre, en dinamik şirketlerden biri olarak kabul edildi. ”Grup, merkezleri Bükreş, Iasi, Galati, Bistrita ve yurtdışında dört yerde bulunan dört şirketten oluşmaktadır: Teamnet – IT hizmetleri entegratörü, Teamnet Dedalus – tıbbi yazılım şirketi, Teamnet Engeneering – otomasyon ve Ymens – Cloud şirketi. Şu anda, grup cirosunun büyük payı Teamnet’e aittir. 2018 yılına kadar, Bogdan Padiu, yabancı projelerin grup gelirinin yaklaşık %40’ını getireceğini tahmin ediyor. Çoğunlukla bu gelirler, kamu sektörü (% 80) ile sözleşmelerde kazanıldı ve gelecekte de dengenin eğimliliği bu alana doğrudur fakat beş yıl içinde gelirlerinin %30’u özel sektörden gelecektir.

“Şu anda çok iyi yeteneklere sahip olduğumuz bir iş yönü olduğu için kamu sektörü ile yaptığımız işlerin cirosu yüksek kalmaya devam edecek. Diğer taraftan, kamu sektörünün, teknolojiye önemli yatırım yapmaya devam edeceğini düşünüyorum. Romanya, son yedi yılda çok ilerledi, ancak bunu gelecekte de yapacaktır. Zaten AB İş Planında 2014-2020 döneminde yapısal fonlardan 800 milyon ve bir milyar arasında yatırım belirtilmesinin nedeni bu olmuştur” diyor Teamnet şefi. Teamnet’in en önemli projeleri arasında 16,4 milyon Lei değerindeki E-Vize projesi (vize elde etme işlemini kolaylaştırmak için elektronik portal) ya da 4.8 milyon lei tutarındaki su üzerinde ulusal bilgi sistemi (WIMS) için teknik destek ve bakım hizmetleri için Romanya Sular Ulusal Yönetimi sözleşmesi de yer almaktadır. Ama Padiu’nun başarılı olacağını ümit ettiği proje, 112 acil durum merkezinin ulusal yönetim sistemini yurdışında da sunmayı başarmasını istediği projedir. “Acil hizmet entegre sistemi, acil durum yönetiminde esastır.

Örneğin 20 Ocak gibi bazı nadir durumlarda, sistemin parametreler aralığında çalışması yeterli değildir. Birçok husus, veri girişi ve usul akışına bağlı olup, bu yüzden aramaların yerini tespit etme yollarını geliştirmek üzere bazı eylemler gereklidir. AB düzeyinde, Avrupa Acil Durum Numarası Derneği (EENA) gibi birçok kuruluş, telekom operatörlerinin, acil bir durumda bulunan bir arayanın hukuken doğru konumuna ilişkin bilgileri sağlaması için 112 üzerinde mevzuat değiştiği takdirde daha çok hayat kurtarabileceğine inanıyor.” Bu projeden yararlananların listesinde, Bükreş Belediyesi, Özel Telekomünikasyon Hizmeti ve çeşitli ilçe konseyleri bulunmaktadır. Teamnet’in önümüzdeki dönemde ihraç etmeyi düşündüğü başka bir ürün de, İHA’nın (insansız hava araçları) geliştirilmesidir. Cihazlar yaklaşık üç saatlik bir otonoma sahip olup, 2.500 metre üzerinde yükseklikte 110 km/s hıza ulaşabilir ve kadastro, tarım, hidroloji ve hatta acil durumlarda kullanılabilmektedir.

Ama kısaltma kullanan Teamnet teknolojileri listesi, İHA ile bitmemektedir. Beş yıldır şirket, Romanya’da 30 harita projesi ve jeouzamsal sistemleri geliştirmek için CBS (Coğrafi Bilgi Sistemi) teknolojisini kullanmaktadır. CBS, jeouzamsal verilerin oluşturulması, depolanması, analiz edilmesine ve işlenmesine izin veren ve birkaç örtüşen tematik katmanlar (çeşitli bilgi), veritabanları arasında bağlantılar ve bunların grafik gösterimi dahil olmak üzere harita üzerinde bilgi gösterimi için en etkili çözümdür. Teamnet tarafından geliştirilen CBS sistemlerini kullanarak örneğin Romanya’daki tüm Natura 2000 sit alanları (530’ün üzerinde) ve korunan alanlar (900’den fazla) yönetilir. Padiu’ya göre dışarıdan hizmetler de (Business Process Outsourscing – BPO) Cloud segmentini yanı sıra Teamnet’in genişletilmesi için önemlidir.

Analistler, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından Cloud hizmet taleplerinde önemli bir artış olacağını tahmin ediyor. Bunlar Padiu’nun dış pazarlarını fethetme stratejilerinden sadece bir kısmıdır. Yani Teamnet’i şirketler NBA’sine götürmesi gereken stretejiler.

  • Teamnet, Dünya Bankası’nın yatırım bölümünün bir duyurusuna göre, IFK’yi stratejik yatırımcı olarak çekebilir.
  • Gitgide daha yukarıya (krize rağmen), son yıllarda Teamnet cirosu hızla büyüdü, 2001 yılında 7 olan çalışanların sayısı geçen yıl yaklaşık 600’e ulaştı. Şirket, yaptığı açıklamada “iki basamaklı” hızını aşarak, 2013 yılında büyümeye devam ettiğini söylemiştir.”
  • Ciro (mil. Euro).

İnsansız Uçaklar, Deneme ve Gereklilik Arasında

Birçok kişi onları askeri sanayi ile ilgili teknolojilerle ilişkilendirir, diğerleri yalnızca deneysel araçlar olarak algılarlar. Aslında insansız hava araçları nedir ve ne için kullanılabilir?

“İnsansız hava aracı kavramı belli bir ölçüde düşman askeri savunma fikrini de içermektedir” dedi İHA (insansız hava aracı) Sistemleri Uluslararası Derneği başkanı Michael Toscano. “Ancak, bu teknolojinin gerçek amacı bu değildir. Ticari tip insansız hava araçları, elektrik iletim sistemlerinin izlenmesinden yaban hayatı izlemeye kadar, hidroloji, tarım ve daha fazlası alanlarda geniş bir kullanma yelpazesine sahiptir. Örneğin Japonya’da, son dört yıl içinde tarım için esas olarak herbisit için kullanılmıştır. Genellikle herbisit işlemleriyle ilgilenen küçük hava araçlarının daha yararlı olduğunun tespit edilmesiyle birlikte, Japon hükümeti, özellikle bu amaç için yapılmış bir tasarıma sahip insansız uçak üretimi için Yamaha ile ortaklığa girmiştir’’ dedi Toscano – Forbes.com Ancak, birçok ülkede bürokratik sorunlar nedeniyle onların potansiyeli henüz tam olarak değerlendirilemedi. Amerika Birleşik Devletleri’nde Federal Havacılık İdaresi, birkaç istisna dışında, alandaki mevzuat çok net olmayınca bunların kullanılmasını yasaklamaktadır.

Mevzuat, Avrupa’da gelişmektedir ve bu nedenle Romanya’da dahil edilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanımı sadece belirli amaçlar için yapılması kaydıyla insansız hava araçlarından tam olarak faydalanan tek kurumlar hükümet kurumları ve üniversitelerdir. Bu teknolojiyi kullanma olasılığına en çok ilgi gösterenler arasında araştırmacılar ve bilim adamları yer almaktadır. Kendileri, bu şekilde bazı önemli ve nadir hayvan türlerini ve onların yaşadığı yerleri izlemek için bir fırsat saymaktadır. İnsansız hava araçları bilimsel amaçla kullanmak için izin başvursunda bulunabilenler arasında akademisyenler de vardır. “Kısa bir süre önce, yalnızca 5-6 üniversite insansız hava aracı kullanıyordu. Şu an bunların sayısı yaklaşık 200′dür. Yüksek kalitede veri toplama, minimum çaba ve düşük maliyetle yapılabilir ve bu özellikle havacılık sistemleri ve ekipmanlar sektöründe yeni tesislerin gelişiminden kaynaklanmaktadır.

Örneğin, fotoğraf makinelerinin ve kameraların fiyatı son yıllarda önemli ölçüde azaldı”, diyor ABD Geological Survey (USGS) İHA sistemleri yöneticisi Michael Hutt. İş ve bilimsel araçlardan ötesinde, insansız hava araçları, acil durumlar veya doğal afet durumlarında da kullanılabilir. Ulaşılması zor olan yerlere bu aletleri gönderme imkanı, afetlerden kurtulanları bulmamıza yardımcı olabilir. Bunların faydası bazı acil durumlarda test edilmiştir bile. Örneğin, bir Alman STK’sı, bir kalp krizi geçirmiş hastalara defibrilatör sevkeden ve onlara askeri doktorlardan daha hızlı ulaşabilir bir İHA inşa etmiştir. Başka bir örnek, Amerikan araştırma şirketi, Physical Sciences‘dir. Bu şirket, bir kazanın kurbanları ve erişimsiz bölgelerde kalan kişileri tespit etmek ve kurbanların Acil durum yetkilileriyle irtibatta bulunmasına izin veren cep telefonları taşıma kapasitesine sahip InstantEye adında bir insansız hava aracı oluşturmuştur. İHA’nın kullanılması, savaş uçaklarının kullanılmasından daha kolay olabilir ancak sadece bir çocuk oyuncağı değildir.

Çoğu kez rüzgar, büyük bir sorun olabilir. Buna ek olarak özel hayatta bir tehdit olmadığı taktirde, kablosuz sistemin hatası veya belki de en önemlisi, sağladığı güvenliğe bağlı sorunlar da ortaya çıkıyor. Kamu algısı hala çok olumlu değil, ama bu cihazların casusluk için kullanılmamasına ilişkin güvenlik sorunu, İHA kullanımını düzenleyen yasalar tarafından çözülebilir. Bazı hataların ortaya çıkması durumunda verimlilik ve riskler ile ilgili olarak bu teknolojinin hala gelişme evresinde olduğunu bilmek önemli olup, hen,z “insansız hava araçları 1.’’ hakkında konuşuyoruz.

Teamnet, Romanya’da son iki yıl içinde geliştirilen bir yatırım ve araştırma projesi sonrasında yaklaşık üç saatlik bir otonoma sahip ve 2.500 metre üzerindeki yüksekliklerde 110 km/s hıza ulaşabilen bir insansız hava aracını piyasaya sunmuştur. Cihaz, ekinlerin durumu, zararlıların izlenmesi, ayrıntılı haritalar ve geniş arazilerde aktivite gelişimi hakkında veri toplamak için kullanılabilir. İHA sistemi, üç Hirrus insansız uçak, bir komuta ve kontrol istasyonu ve telsiz antenleri içerir.

Yazar: Raluca Abrihan

Kaynak: Forbes 

Geri